28 Mart 2015 Cumartesi

RETURN


Bir şarkı yerine bol görselli bir posta geri dönmek isterdim buralara ! Fakat hayatımda ilk kez "zamanım yok" insanı oldum. Hiç güzel değilmiş :) Sürekli olarak yapmam gereken, beni bekleyen biri bitse diğeri başlayan yükümlülüklerim var. İnsanın kendine ayırabildiği zamanın değerini kesinlikle anladım :) Film izlerken, dizilerime dalarken, gezerken hatta uyurken suçluluk duymamayı özledim. En azından bu sorumluluklarımın son kullanma tarihi var, bu da bir şeydir. Mayıs ayı sonunda 3 ay tatili olan, aylaklıktan aylaklığa koşan bir insan olacağım. Buralara da pek uğrayamıyorum ama bazen yapmamız gerekenler yapmak istediklerimizin engeli oluyorlar. Neyse iki ay sonra bugünleri sahilde yatarak güneş tepemdeyken düşüneceğim. Yine de hayatın akışına kapılıp hayatımızın öznesi olan kendimizi ihmal etmememiz lazım. Zamanımıza sahip olabilirler belki ama ruhumuzu asla, haha :)

İyi dinlemeler !

5 Mart 2015 Perşembe

SUPRISE ENDING MOVIES PART THREE: EL CUERPO


Sürpriz sonlu, ters köşe bir filmle daha karşınızdayım. Türkçeye "Ceset" diye çevrilmiş. İspanyol yapımı, gerilim-gizem türünde olan bu film sürpriz sonlu film serisine çok uygun düşüyor, sonu hiç beklediğim gibi değildi. Gerçi bazı insanlar böyle filmleri izlerken sonunu tahmin edebiliyorlarmış, yorumları okurken rastlıyordum. Benim için ise böyle bir şey asla gerçekleşmedi, bugüne kadar izlediğim sürpriz sonlu filmlerin sonlarını bir kere bile tutturamadım, bu konuda çok kötüyüm ! :) Hatta sonu ters köşe biten bir filmi ikinci izleyişimde de sonuna şaşırmıştım, o kadar unutkanım. ! O da yakında bu seride yerini alacak :) Blogta film önermeyi çok seviyorum fakat ayrıntıya özellikle çok girmiyorum, filmin tadı kaçmasın, daha bir merak uyandırsın diye. Kısaca filme değinecek olursam;


17 Şubat 2015 Salı

COLD WEATHER & COZY BREAKFAST



Günaydın ! Bazı günler vardır sadece perdelerini kapatıp, mumunu yakıp, kahvaltını yapıp, müziğini dinleyip, kitabını okuyup, dizini, filmini izleyip, tamamen kendine ait, tamamen kendine özel olarak geçirdiğin. Bu da onlardan biriydi.

Hava soğuksa sıcacık battaniyenin altına yayılıp bütün günü kendime ayırmak benim şu hayatta en sevdiğim şeylerden birisi. Bu şarkı da tam böyle evde sakin sakin dinlemeli bir şarkı, tam bu konsepte uygun :) Sia- Breath Me

Bu kahvaltıda sizlere sağlıklı bir alternatif tarif veriyorum. Yulaf kepekli omletimsi krep. Evet tam olarak böyle bir şey :) Yulaf harika bir karbonhidrat kaynağı, hem çok faydalı hem bolca lifli ve çok tok tutuyor. Öyle ki bu omletimsi krep yanına ekmek bile istemiyor, ben yalnızca iki lokma ekmek yedim bu kahvaltının yanında. Detayları için devam :)

16 Şubat 2015 Pazartesi

LA CARA OCULTA


Bu aralar yine değişik film arayışına başladım; değişik konu, değişik kurgu, hollywoodvari olmayan, adı fazla duyulmamış filmler gibi. Bu da İspanya-Kolombiya yapımı gerilim-gizem filmi. Zaten İspanyol yapımı filmlerde ayrı bir kurgu, daha değişik konu çabası dikkatimi çekiyor. Daha önce de BURADA oldukça güzel kurgulu bir İspanyol filmi önermiştim, ona da bakmalısınız derim ben.

Bu filme gelecek olursam orkestra şefi olan Adrian adlı bir adamın sevgilisinin bir anda ortadan kaybolmasıyla başlıyor film.Çok fazla ayrıntı verip de filmin tadını kaçırmak istemiyorum, hatta bu filmin fragmanını da izlemeyin, çok fazla spoiler içeriyor.

11 Şubat 2015 Çarşamba

GERCEKTEN ILETISIM MI ?

"İçinde yaşadığımız zamana ruh verebilecek kadar bireyselleşemeyen, amacı ve yönü belirsiz bir iletişim bulutunda sürekli oradan oraya sürüklenen milyonların gitgide artan tek renkliliği olabilir bu ruhsuzluğun sebebi."

Bugün bir blog yazısı okudum, çok beğendim, çünkü benim hislerimin tamamen yazıya dökülmüş haliydi. malum "iletişim" çağındayız, ya da gerçekten öyle miyiz. Bana kalırsa gittikçe ruhsuzlaşan, makineleşen, telefonlarla bütünleşen varlıklar haline geldik. Her zaman söylerim eski zamanda doğmalıymışım ben, her an herkes bana ulaşamasın, sözcükler değerli olsun, bu kadar hızlı tüketilmesin isterdim. Şimdi böyle güzel yazılar okudukça en azından hala makinelerin yarattığı ruhsuz ve bir örnek kitleye kapılmamaya çalışan, derinlere inen insanlar varmış diyorum ve rahatlıyorum. Yazıya BURADAN ulaşabilirsiniz.

"Tüm bireyselliklerin içinde erimek zorunda olduğu, kuşaklar boyu sürebilecek boş ve dev iletişim bulutunun tektip karanlığını kabullenmeye hazır mısınız? Umarım değilsinizdir."

6 Şubat 2015 Cuma

GRAND BAZAAR- ONE


Kapalı Çarşı'yı benimle gezmeye ne dersiniz ? Cevabınız evet ise sizi bol görselli, renk şölenli, otantik malzemeli bu posta davet ediyorum !

6 senedir İstanbul'da yaşamama rağmen Kapalı Çarşı'ya hiç gitmemiştim. İnsanlar dünyanın öbür ucundan gelip gezerken ben iki adım atıp da gidememişim , bana alkış :) Daha önce gitmediğime pişman olduğum, gezerken kendimi kaybettiğim bir yer oldu benim için çünkü tam bana hitap eden şeyler var. Özellikle tabaklarla, kaselerle aşk yaşadım diyebilirim. 

Kapalı Çarşı dünyanın en büyük ve en eski çarşılarından birisiymiş. 1461 yılında temelleri atılan çarşı Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış ve yaklaşık 66 sokaktan, 4000 dükkandan oluşmaktaymış. Açıkçası abartılan birçok yer gibi ben buradan da çok etkileneceğimi düşünmüyordum ama Kapalı Çarşı bana ters köşe yaptı diyebilirim, gerçekten bayıldım. Bolca fotoğraf olduğundan, elemeye kıyamadığımdan, sizlere çok şey göstermek istediğimden dolayı iki parça halinde yaptım Kapalı Çarşı postlarnı. 

Lafı uzatmayayım, rengarenk fotoğraflara alayım sizi :)

2 Şubat 2015 Pazartesi

NEW FIVE O'CLOCK TEA


Selam ! Bu sıralar yeniden sağlıklı beslenmeye taktım :) 3-4 gündür sağlıklı beslenmeye başlamamla birlikte vücudumdaki hafifliği hissetmeye başladım, iyi ki de takmışım. Her zaman sebze sever bir insan oldum ama bazen ihmal ediyordum. Bu ihmali sonlandırarak sebze ağırlıklı yaşam biçimime geri döndüm. Bu yüzden blogtaki tariflerin de içerikleri değişecek sanırsam :) Uyguladığım daha sağlıklı tariflere yer vereceğim. Bu postumda açlığı bastıracak ara öğün alternatifine yer verdim.

31 Ocak 2015 Cumartesi

SUPRISE ENDING MOVIES PART TWO : ORPHAN


Bugün karşınızda sürpriz sonlu film serisinin ikinci filmi var ! Gerçekten böyle sonu şaşırtmalı filmler izlemeye ba-yı-lı-yo-rum :) Biri biter bitmez yenisini araştırmaya başlıyorum. Bu filmi de araştırmalarım sonucu buldum, izledim ve tavsiye etmeye geldim.


29 Ocak 2015 Perşembe

SUPRISE ENDING MOVIES PART ONE : THE OTHERS


Benim için bol yayılmalı bir tatil gününden yazıyorum bu postu :) Tatil vesilesiyle de bol bol film izliyorum bu sıralar. Ama izlediğim filmlerin genel konsepti aynı; şaşırtmalı sona sahip olanlar !
Çok zevk alıyorum sonunda aa ben bunu nasıl düşünemedim demekten :) Filmde gerilmeyi, sonunda ise şaşırmayı çok seviyorum bu sebeple izlediğim sonu sürprizli filmlerden seri oluşturacağım blogta. Benim gibi hem gerilim hem şaşırtan son sevenlere rehber niteliğinde olsun diye. Bu serinin ilk filmiyle başlayalım !

24 Ocak 2015 Cumartesi

AFTERNOON SNACK


Harika, güneşli havalara uyandığımız günlerden herkese merhaba. İstanbul bu sıralar küçük çaplı bir bahar yaşatıyor bize :) Finallerin de bitmesiyle birlikte bol bol gezmeli ve mutfakta vakit geçirmeli günler beni bekliyor.

Bugün blogta kahvaltıya alternatif bir tarifi sizlerle paylaşıyorum. Bazı sabahlar canım gerçekten hiç klasik bir kahvaltı yapmak istemiyor, yine böyle bir güne öğleye doğru uyanınca, fırından da tazecik simitler çıkmışken simit sandviçleri yapmak geldi aklıma. İyi ki gelmiş, bol sebzeli, peynirli ve çok lezzetli olmuşlardı. Tarifi için içeri alalım !

19 Ocak 2015 Pazartesi

MONDAY MONDAY

Bu sıralar yeni şarkılar keşfetme modundayım, doğrusu çok seviyorum bu modumu :)

Değişik melodili şarkıları sevdiğimi farkettim. Bu şarkıyı da bu yüzden çok sevdim, pazartesi günüme renk kattı.

Herkese bol melodili haftalar !


8 Ocak 2015 Perşembe

EASY DESSERT


Aslında kış mevsimiyle pek arası olmayan yazcı bir insandım, fakat şu son iki üç gündür İstanbul'a kar bastırmasıyla birlikte kışa da sempati beslediğimi farkettim. Tabi ki karlı kışa :) Karın hayatı zorlaştırdığı ortada, günlerdir okul tatil, ulaşım zorlaştı, dondurucu soğuklar bastırdı ama yine de bembeyaz bir örtünün her yeri kaplamasını seviyorum, elimde değil. Kar İstanbul gibi karmaşık bir şehri bile masum, tertemiz gösterebiliyor neticede, nasıl sevmeyelim :)

Bugünkü postun ana teması ise çok kolay bir tatlı ! Milföy hamuruyla yapılan, çikolata vişne muhteşem ikilisini içinde barındıran bir güzellik.

Buz gibi havalarda evde oturup yemek, tatlı yapmak ayrı bir keyiftir, Blogda yer alan bazı tarifler için için tıklayabilirsiniz :)

Elmalı Tart, Çikolatalı Islak Kek, Mozaik Pasta, KFC Ekmekleri ve bu ekmekler eşliğinde harika bir kahvaltı, Kıymalı Mantarlı Spagetti, Milföy Kruvasan

3 Ocak 2015 Cumartesi

THE HUNDRED- FOOT JOURNEY


Malum kış mevsimi demek film izlemek demek :) Fakat ben uzun zamandır film konusunda şanslı sayılmam, son zamanlarda izlediğim hiçbir filmi sevmemiştim, zaman kaybı gibi hissetmiştim ta ki bu filme kadar.

Zaten mutfak, yemek, restaurant konulu filmleri çok severim, bu film de mutfakla ilgili filmlerin en sıcacık olanlarından. İlginizi çektiyse devamına buyrun :)


2 Ocak 2015 Cuma

NEW YEAR DECORATIONS

2015 in ilk postuyla karşınızdayım :)

Umut etmek insanın doğasında çok güçlü yer edinen bir güdü, bu yüzden hepimiz yepyeni başlangıçları seviyoruz. Bence yeni yılın da insanlarda hissettirdiği duygu bu; umut :) Her biten seneyle bizi üzen, canımızı acıtan olayları, insanları geride bırakabilmeyi umuyoruz ama tabi iş pratikte bu kadar kolay değil, Takvimlerde rakamlar değişirken biz hayatımızda köklü değişiklikler yapacak gücü her zaman bulamıyoruz. Ama dediğim gibi umut her zaman baskın gelerek ileriye dair heyecanlanmamızı, hayaller kurmamızı, geçmişi geride bırakmamızı sağlayacak en güçlü silah. İşte benim için 2014 yılı bu güçlü silaha sıkı sıkıya sarılmamla birlikte çok güzel geçti.

Geçen sene 2014 e girerken benim için bu senenin çok güzel geçeceğini gerçekten hissetmiştim, 2013 yılım iyi değildi ama o yılın son günü içimde çok büyük umutlar vardı. Yepyeni bir yıl başlayacak ve ben onu istediğim gibi şekillendireceğim :) Geleceğim için somut adımlar atacağım, iyi bir yerde staj yapacağım dedim ve yaptım.Okuluma daha fazla odaklandım. Bir proje programıyla yurt dışına gittim ve yepyeni insanlarla tanıştım. Hayatıma çok değerli insanlar kazandırdım. Hiçbir zaman aşırı hırslı olmadım çünkü hayatımı yarışla geçirmek istemediğimi biliyordum. Bu sene bunu daha iyi anladım. Bence hayat sürekli başkalarıyla yarışarak, hep daha iyisine, daha yukarısına ulaşmaya çalışarak geçirilmeyecek kadar değerli. Bence hayat "hep en iyisi ben olayım, en iyisi benim olsun" demek değildir. Çünkü en iyi asla gelmez, hep daha iyisi vardır :) Bu yüzden en mükemmele ulaşmak gibi bir kaygı güdüldüğü sürece hep sahip olamadıklarına üzülerek geçer insanın hayatı. Oysa benim için hayat "en iyisi benim olsun" mantığında yürütülmez. Benim için hayat demek sevdiğim insanlarla yepyeni şeyler keşfetmek, dünyayı gezmek, yeni kültürler tanımak, sevmek, sevilmek, güvenmek, şefkat görmek ve göstermek demek. Çünkü ben kısacık hayatımı başkalarıyla yarışarak geçirmek istemiyorum.Benim dünyamın merkezinde sevdiğim insanlar var, onlarla güzel zamanlar paylaşmak var.

 Ve de şunu anladım değişim ancak insan isterse olur. Yerinde oturup sadece sızlanarak hayatından yakınarak insanın eline hiçbir şey geçmez. Ben 2014te her şeyin güzelleşeceğine gerçekten inandım ama bu inancın yanında bakış açımı da değiştirdim. hayatımda sızlandığım şeyleri değiştireceğim, yeni fırsatlara kapımı açacağım dedim ve harika bir yılı geride bıraktım.

Ben kesinlikle her şeyin insanın kendi içinde bittiğine inanıyorum. İnsan kendi hayatını takıntılarla dolu bir çıkmaza sürükler veya önüne bakarak yeni fırsatlara kapısını açar. Siz de geçmişte yaşanan birkaç kötü olayın geleceğinizde yaşayacağınız kocaman güzel bir hayata engel olmasına izin vermeyin.

Bu bizim tek hayatımız ve de çok hızlı tükeniyor, sizce üzüldüğünüz insanlar bir tanecik hayatınızı üzülerek, acı içinde geçirmeye değer mi ? Hiç zannetmiyorum :) Bu yeni yıl kendimize haksızlık etmediğimiz bir yıl olsun. 2015 Hoşgeldin  !! :)