Bazı filmler vardır sinemada izlenmelidir, bence Life of Pi tam olarak öyle bir film. Görsel bakımdan güçlü filmleri sinemada izlemek her zaman daha keyiflidir, küçücük bilgisayar ekranındansa. Ama malesef ben bu filmi sinemada izleyemedim ve bilgisayarla yetinmek zorunda kaldım ki yine de çok sevdim. Ayrıntılara buyrun :)
Filmin konusuna kısaca değinecek olursak "Hindistan’dan Kanada’ya giden bir yük gemisi, içindeki hemen hemen tüm canlılarla birlikte trajik şekilde batar. Bir can kurtaran filikası, uçsuz bucaksız vahşi Pasifik Okyanusu'nun ortasında yapayalnız kalır. Sandalın hayatta kalmayı başarabilen mürettebatı ise bir sırtlan, kırık bacaklı bir zebra, bir orangutan, Richard Parker adında üç yüz kiloluk bir Bengal kaplanı ve Pi adlı 16 yaşında Hintli bir çocuktan oluşmaktadır. Pi'nin hayvanat bahçesi işleten ve hayvanlarıyla göç yoluna koyulan ailesi, batan gemide yaşamını kaybetmiştir.
Pi, kurtuluş yok gibi görünen bu okyanusta zayıf bir sandalda yanındaki hayvanlarla birlikte hayatta kalma savaşı verir ve keskin zekası ve zooloji bilgisiyle besin zincirine kurban gitmez. Ama şimdi Bengal Kaplanı ile teknede baş başa kalmıştır. Dev kaplana yem olmamak için hayvanla anlaşmanın ve yakınlaşmanın yollarını bulur."
Filmin görseliyle birlikte konusunu da ilgimi çekti çünkü ben hayatta kalma mücadelesi tarzında olan filmleri izlemeyi çok seviyorum, macerasız hayatıma içlenerek tabi :) Siz de böyle filmleri seviyorsanız 127 Hours ve Cast Away filmlerini önerebilirim özellikle Tom Hanks'ın oynadığı Cast Away'i çok sevdim 2 kere izledim.
Film oldukça sürükleyici, ay hadi bit artık demedim izlerken. Hafta sonu için değişik bir film arıyorsanız, görseli güzel olsun konusu da maceralı olsun diyorsanız bu film sizlik. Enjoy ! :)
IMDB: 8\10
IMDB: 8\10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder