Herkese yeniden merhaba. Bugün bloga harika tabaklar konuk oluyor !
Ben her zaman söylerim bu çağa ait değilim diye. Gerçekten kesinlikle teknoloji insanı değilim ve eskiye büyük bir özlem duyuyorum. Mekanikleşen, robotlaşan dünya ile birlikte insanların da mekanikleştiğini, bencilleştiğini ve bütün bu iletişim olanaklarına rağmen insanların iletişimlerinin azaldığını düşünüyorum. O çok kıymetli telefonlar artık karşımızda birileri varken bile ellerden düşmüyor. Neyse ben bu konuya dalarsam daha çok uzar :)
Eskiye özlemimin en önemli sebeplerinden birisi de eskinin zarafeti, asilliği. En basit olarak etrafımızdaki binalara bakarak bile bunu anlayabiliriz. Tarihi binaların ruhunun, işlemelerinin, zarifliğinin, müthiş görselliğinin yerini çirkin, bir örnek, ruhsuz apartmanlar ve camdan kuleler aldı. Tabaklar da eskinin zarafetinin en güzel örneği bence. Vintage tabak fotoğraflarını gördükçe aklım gidiyor ! :) O renkler, desenler, işlemeler tam bir zarafet örneği. Kendi dekore edeceğim bir evim olduğu zaman mutfağımın büyük çoğunluğunu eski stil tabaklar kaplayacak, bundan eminim !
Sizler de vintage stil tabaklara ilgi duyuyorsanız, bu bol görselli posta göz atabilirsiniz.
Neyse ki en azından artık markaların çoğu vintage stili tabaklar üretiyorlar, bulmak zor değil. English Home, Esse, Bernardo, Madame Coco gibi markalarda rahatlıkla bulabiliyoruz.
Özellikle mavi ve altın rengi desenli tabaklara ba-yı-lı-yo-rum !
Şu işlemelere bir bakar mısınız ? İstiyorum.
İşte hayalimdeki mutfağın bir kısmı ! Desen desen demlikler, fincanlar, tabaklar İngiliz kraliyet mutfağından fırlamış gibi. 5 çayına beklerim !
Bu harika tabakları, bir ruhu olan tarihi binaları, doğayı, yeşili, katlederek virüs gibi yayılan çirkin apartmanları, mutsuz, birbirine güvensiz ve her daim telaşlı, bir yere yetişmeye çalışan insanları gördükçe içimde büyüyen eskiye özleme engel olamıyorum. Dünya gittikçe daha çirkin bir yer olmuyor mu ?
Eski reklam afişlerine yer verdiğim diğer vintage temalı postlarıma buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.
Hepimize bu mekanikleşen, robotlaşan dünyaya rağmen biraz bile olsa estetik kaygımızı ama en önemlisi de ruhumuzu, insanlığımızı, vicdanımızı koruyabildiğimiz bir hayat diliyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder