6 Şubat 2015 Cuma

GRAND BAZAAR- ONE


Kapalı Çarşı'yı benimle gezmeye ne dersiniz ? Cevabınız evet ise sizi bol görselli, renk şölenli, otantik malzemeli bu posta davet ediyorum !

6 senedir İstanbul'da yaşamama rağmen Kapalı Çarşı'ya hiç gitmemiştim. İnsanlar dünyanın öbür ucundan gelip gezerken ben iki adım atıp da gidememişim , bana alkış :) Daha önce gitmediğime pişman olduğum, gezerken kendimi kaybettiğim bir yer oldu benim için çünkü tam bana hitap eden şeyler var. Özellikle tabaklarla, kaselerle aşk yaşadım diyebilirim. 

Kapalı Çarşı dünyanın en büyük ve en eski çarşılarından birisiymiş. 1461 yılında temelleri atılan çarşı Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış ve yaklaşık 66 sokaktan, 4000 dükkandan oluşmaktaymış. Açıkçası abartılan birçok yer gibi ben buradan da çok etkileneceğimi düşünmüyordum ama Kapalı Çarşı bana ters köşe yaptı diyebilirim, gerçekten bayıldım. Bolca fotoğraf olduğundan, elemeye kıyamadığımdan, sizlere çok şey göstermek istediğimden dolayı iki parça halinde yaptım Kapalı Çarşı postlarnı. 

Lafı uzatmayayım, rengarenk fotoğraflara alayım sizi :)

Pazarın ana girişi burası fakat toplamda 22 tane kapısı var, büyüklüğünü siz düşünün :)


Kapalı çarşıda neler yok ki ! Şallar, otantik kıyafetler, el yapımı tabaklar, kaseler, bardaklar, vazolar, çeşit çeşit takıcılar, lambalar, kuyumcular, biblolar. 


Tabi ben dekorasyon meraklısı olduğum için işin en çok tabak çanak kısmıyla ilgilendim :) O kadar güzel tabaklar var ki kafanızı nereye çevirirseniz karşınıza çıkıyorlar, ya bu da çok güzelmiş, ama ben bunu da istiyorum diye diye geziniyorsunuz. Tabakların çoğu el yapımı, çeşit çeşit desenler, işlemeler ! Anlatırken bile heyecan yapıyorum. Bu tabaklarla kaselerle kafamda ne kahvaltı, yemek sofraları hazırladım bilseniz :) 



Özellikle aşağıdaki kaselerle ne güzel bir kahvaltı sofrası hazırlanır düşünsenize, hem göze hem mideye ziyafet.

Çeşit çeşit süs tabakları da mevcut, El işlemeli nar bibloları, vazolar da çok güzeldi.





Ya şu renklere, desenlere bakar mısınız ? Mavinin her tonunu çok seviyorum ve Kapalı Çarşı'da mavi tonunda ürünler çok ağırlıklıydı ki ben zaten bu yüzden bu kadar bayıldım buraya. 
Bu tabaklar muhtemelen ev vitrinlerine süs falan olsun diye yapılmışlar ama benim bunları sadece bir köşeye süs diye koymaya gönlüm el vermez. Sofralarıma katarım, bir ruh, bir hayat veririm onlara. :)

Aslında bence insanın içindeki yaratıcılık da böyle anlar da ortaya çıkıyor.Belli bir amaçla yapılmış bir şeyi başka başka hallere sokmak, başka amaçlara konu etmek. Sıradanlıktan çıkmak, farklılaşmak :)







Yine mavi desenli tabaklar, tam benlik !


Bu vazolar, nar bibloları çeşit çeşit desen desen ve el yapımı ! İşçilik gerçekten çok güzel.




Tavan işlemelerini de çok sevdim, yer yer yıpranmış olsa da hala kendine özgü o havasını koruyor. Zaten eski mimaride en sevdiğim şey bu, rastgele yapılmamışlar hepsinde özel işçilik emek var. Bir de şimdi etrafımıza baktığımızda ruhsuz binalardan, bir örnek gökdelenlerden başka bir şey göremiyoruz maalesef, yazık gerçekten.

Fiyatlar konusunda gelince çok ucuz olmamakla birlikte çok pahalı olduğunu da söyleyemem. Neticede aldığınız ürünlerde bir emek, bir işçilik var, sıradan değiller farklılar buna rağmen fiyatları ortalama. Ama tabi turistlere söyledikleri fiyatlarla size söyledikleri bir olmuyor :) Bu yüzden biz her girdiğimiz yerde belirttik bakın biz turist değiliz bize turist fiyatı söylemeyin diye, işe yarıyor :)

Kapalı Çarşı günlüklerinin birincisi burada son buluyor ama rengarenk fotoğraflarla devam edecek diğer postta. Hiç gidip görmediyseniz bence yakın zamanda gidin, gezin.

To be continued :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder