28 Mart 2014 Cuma

MASUMIYET MUZESI

 

   Dün bilgisayarımdaki dosyalarımı düzenlerken eski bir playlistime rastladım. Şarkıların müthiş bir anımsatma gücü var gerçekten. Eski şarkılarımı dinlerken resmen geçmişe geri döndüm ve o şarkıyı eskiden dinlerkenki ruh halime büründüm. Canım acıyorken dinlediğim şarkıları dinlerken yeniden canım acıdı, çok keyifliyken dinlediklerimi dinlerken ise yüzüm güldü. Şarkılar bizim düşündüğümüzden daha etkili bir güce sahip bence hayatlarımızda.

  İşte eski playlistimi dinlerken bir şarkıyı da tekrardan dinledim ve bana çok güzel bir anımı hatırlattı ; Masumiyet Müzesi. Ben roman okurken müzik dinlemeyi çok severim, bu kitabı okurken de Sezen Aksu'nun Yol Arkadaşım adlı şarkısını dinliyordum sürekli. Şarkıyı dün yeniden dinlediğimde ise romanın bana hissettiklerini yeniden hissettim ve ben bu kitabı blogumda paylaşmayı nasıl unuttum diyerek kendime kızdım. 

   Ben bu kitabı iki kere okudum ve ikisinde de ağladım :) Aslında ağlak bir kitap değil fakat kitaptaki adamın aşkı insanı öyle etkiliyor ki duygu yoğunluğunu en üst seviyelere çıkarıyor. Orhan Pamuk bir de müze hazırlamış bu kitap için. Müzesini de kitabı okuduktan hemen sonra gezdim ve kitabı yaşar gibi oldum. Müze detayları için buyrunuz.

MAKING BREAKFAST LIKE SUNDAY



    Vize zamanı yine geldi çattı a dostlar ! Neyse ki bu dönem vizelerim gayet iyi başladı, hepsi güzel geçiyor. Sebebi de belli, tabii ki bu moral kahvaltısı sayesinde :) 3 gün önce vizeler başlamadan en yakın arkadaşımla moral kahvaltısı hazırlayıp uzun uzun sohbetler eşliğinde mideye indirdik. Çok da iyi yapmışız, uğurlu geldi bu güzel sofra bana.

   Taa yurtta kaldığımız zamanlarda bile sevgili arkadaşımla çok güzel kahvaltı sofraları hazırlardık, işin içine ev girince yediklerimiz kadar sunuma da önem vermeye başladık. Rastgele sofralar hazırlamak yerine özenilmiş sofralar kurarak göz zevkimize de hitap ediyoruz. Üzümler, cevizler, fırından yeni çıkmış ekmekler, çiçekler ! :) Bu sarı çiçeklerimi o kadar seviyorum ki kurduğum her sofrada bana eşlik ediyor canım benim :)

   Eğer sınavlarınız yakınsa siz de arkadaşlarınızla moral sofraları kurun, cidden işe yarıyor !


24 Mart 2014 Pazartesi

A COLORFUL MESS



   Haftanın ilk ve en sevimsiz gününden herkese merhaba ! Ben bu sevimsiz günü sevimli hale getirebilmek için bir post hazırladım ve bu haftaya enerji ile başlamayı başardım. Sizleri de bu rengarenk dağınıklığa davet ediyorum ve iddia ediyorum ki sizin de içiniz açılacak.

   Çok Pollyanna vari bir post var karşınızda, küçük mutluluklarla hayatı zenginleştirmeye çalışan. Fakat ülkece içince bulunduğumuz bu iç daraltıcı ve karamsar ruh halinden bir nebze de olsa kurtulabilmek için hayattaki küçük mutlulukları da hatırlamak lazım.

  Küçük insanların büyük emellerine ve hırslarına alet oluyoruz, oyunlarına geliyoruz, oyunlarını fark edip onları suçladığımızda ise karşılığında iyice baskı görüp susturulmaya çalışıyoruz. Gençliğimizin en güzel zamanlarını yalanla, dolanla, entrikayla geçirmek zorunda kalıyoruz. Üzerimizde bu kadar baskı varken, yasaklar gün geçtikçe artıyorken direnecek gücümüzü kaybetmeyip, hayata onların istediği gibi karanlık bakmayalım. En azından bizim renklerimiz var, onlar kendi karanlıklarında, küçük ve dar görüşlü dünyalarında yaşasınlar, bizler inadına rengarenk ve neşeli bir hayat sürelim. Hepimize karanlıktan uzak bir hafta olsun !



22 Mart 2014 Cumartesi

OH MY BABY BLUE


    Pastel mi pastel bir post ile karşınızdayım ! Sizlere bugün bu sıralar en sevdiğim renk olan bebek mavisini takdim edeceğim :) Mavinin her tonunu çok sevmekle birlikte özellikle bebek mavisi ve saks mavisi türevleriyle aşk yaşıyorum sayın seyirciler. Pastel renklerin bir numaralı temsilcilerinden biri olan bu renk hem kıyafetlere hem de dekorasyona çok yakışıyor, adeta huzur veriyor, iç açıyor ! :)


19 Mart 2014 Çarşamba

HEALTHY SKIN


    Her insanın sağlıklı beslenmeye taktığı,kilosu, cildi ve saçları için en iyi şekilde beslenmeye çalıştığı dönemler olmuştur tahmin ediyorum. Ben de şuan tam o dönemdeyim :) Aslında sağlıklı yaşamayı dönem dönem ortaya çıkan bir süreç değil de bir hayat biçimi haline getirmek çok daha mantıklı ve bizim için yararlı bir hareket fakat ben bunu bir türlü başarabilmiş değilim ve başarabilen insanlara gerçekten çok çok özeniyorum !

   Özellikle kış mevsiminde hepimiz kilo almaya daha meyilli oluyoruz, malum hareket alanımız kısıtlanıyor ve evde durdukça da yiyoruz :)  Ama bunun sonucunda ortaya çıkan tek sorun kilo olmuyor elbet, cilt sağlığı da kötü etkileniyor. Yaz mevsiminde bol bol hareket ettiğim, yediğime içtiğime dikkat ettiğim ve sıcağın da etkisiyle bol bol su tükettiğim için cildim de bundan olumlu etkilenip bebek cildi diye tabir ettiğimiz haline bürünüyor. Ama kışın gelmesiyle birlikte azalan hareket ve su içme isteği, artan sağlıksız beslenme isteğiyle birleşince sivilceler için ideal bir ortam hazırlamış oluyorum.

  İşte bu sürece dur demenin vaktinin geldiğini anladım ve cilt sağlığı için nasıl beslenmeliyiz konulu geniş çaplı bir araştırma yaptım, sizler de benim gibi kış mevsiminin cildinizi olumsuz etkilemesini istemiyorsanız bu bilgilerden faydalanın derim :)


14 Mart 2014 Cuma

HELLO FRIDAY !


   Haftanın en sevdiğim gününden herkese selam olsun ! Cumayı elbette herkes sever ama benim için ayrı bir yere sahip, üniversite hayatım boyunca her dönem cuma günümü boş bırakarak hafta sonu keyfimi ikiye katladım. Perşembe günü dersten çıktığındaki o tatlı hafifliğin bağımlısı oldum ve hiçbir dönem cumaya ders koymadım :) Önünde koskoca 3 gün olduğunu bilmek, planlar yapmak ve uykuya doymak ! İşte bunu çok çok seviyorum.

  Bu tatlı günün sabahına da bu şarkıyla başladım. Uzun zamandır dinlemediğim bu şarkı birden aklıma düştü ve başa sara sara dinledim bu sabah. Fransızca dilinin naifliği zaten ortada, bu şarkı da hem melodisiyle hem de Fransızca'nın o zarif tınısıyla birleşerek en sevdiğim Fransızca şarkı oldu uzun zamandır.

  Hepimiz için kavgasız, sakin, huzurlu, birbirimize düşman kesilmediğimiz aksine her türlü fikir ayrılığına rağmen birbirimizi sevebildiğimiz, dinleyebildiğimiz ve saygı duyabildiğimiz bir hafta sonu olsun ! Çünkü bu hayat kavgayla, acıyla, düşmanlıkla, saygısızlıkla ve en önemlisi vicdansızlıkla harcanamayacak kadar kısa ve değerli.

9 Mart 2014 Pazar


"İstesen de ne istediğinin farkında değilsin. Kendini sürekli yalnız hissetmen de bundan. Oysa yalnız değilsin, ne istediğini bilmiyorsun sadece. Ne istediğini ben biliyorum ve söylüyorum sana ama ben bildiğim ve ben söylediğim için senin ne istediğin olmuyor, benim senden ne istediğim oluyor. Bu sefer de kendini baskı altında hissetmeye başlıyor, benden uzaklaşıyorsun. Susuyorum, susuyorsun. Bu suskunlukta sen gene ne hissettiğini bilmiyorsun; benim suskunluğumun bozulup can sıkıntından istifade edeceği ana dek birbirimizden savruluyoruz sadece"

Franz Kafka / Milena'ya Mektuplar

  Uzun zamandır ruh halimi bu kadar güzel yansıtan bir paragraf okumamıştım, benim gibi ne istediğini bir türlü anlayamayanlara gelsin o halde.

RAINY MOOD


  Bu sıralar blogu biraz ihmal ettim sanırım ! :) Aslında aklımda bazı fikirler var fakat fotoğraf makinem için alacağım yeni lensi beklemekteyim fikirleri hayata geçirmek için. Bu sebeple biraz ihmal söz konusu oldu ama yakında gelecek çok tatlı bir cupcake tarifiyle telafi edeceğim :)

  İstanbul'da karanlık ve yağmurlu bir hava vardı bu pazar günü, ben de böyle günlerde yapılacak en tatlı şeyi yapıp kurabiye yaptım, yanına da güzel bir film açtım. Yağmurlu pazar reçetesi ! :) Sizlere de bugün içinizi ısıtacak bir film önerim olacak. Film nasıl iç ısıtırmış demeyin, izleyin görün.

*Bu tatlı çift katlı pasta sunum tabağı en yakın arkadaşımın hediyesi, beni çok iyi tanıyor sevgili arkadaşım :)


3 Mart 2014 Pazartesi

MONDAY MOVIE


 
  Sizleri pazartesi sendromu denilen ruh halinden çıkartacak bir önerim var bugün! Hadi bugüne kadar izlediğim en tatlı animasyon filmi ile tanışın; Ratatouille :) Bu animasyonu o kadar seviyorum ki 3. kere izledim dün ve hala izlemeyenleriniz varsa hemen izlesin diye burada sizlerle paylaşmak istedim.

    Animasyon film zaten başlı başına bir eğlence bir de üstüne konusu aşçılık ve mutfak olunca benim için tadından yenmeyen bir film haline geldi. Konusunu uzun uzun anlatmama gerek yok, Paris'te bir restaurantın mutfağında geçen bolca yemek ögeleri barındıran çok eğlenceli bir animasyon bu, izleyin ve pazartesi gününüze renk katın derim ben :)


2 Mart 2014 Pazar

LITTLE DRESSES


    Tatil için ailemin yanına gittiğimde çocukluk fotoğraflarıma bakmadan, videolarımı izlemeden duramam. Kendimi o şekilde görmek nedense çok hoşuma gidiyor :) Ara tatilde gittiğimde yine bu ritüeli gerçekleştirmeyi unutmadım. Bu videoları izlerken, fotoğraflara bakarken dikkatimi çeken çocukluk elbiselerim oldu, onları tekrar görmek istedim ve dolabın derinliklerinden bulup çıkardım.

   İnsan bebeklik kıyafetlerini eline alınca istemsiz olarak ben bunların içine nasıl sığıyormuşum diye düşünüyor :) Bu tatlı elbiselerimi bulunca fotoğraflarını çekmekten kendimi alıkoyamadım, çok tatlı değiller mi ?