Dün bilgisayarımdaki dosyalarımı düzenlerken eski bir playlistime rastladım. Şarkıların müthiş bir anımsatma gücü var gerçekten. Eski şarkılarımı dinlerken resmen geçmişe geri döndüm ve o şarkıyı eskiden dinlerkenki ruh halime büründüm. Canım acıyorken dinlediğim şarkıları dinlerken yeniden canım acıdı, çok keyifliyken dinlediklerimi dinlerken ise yüzüm güldü. Şarkılar bizim düşündüğümüzden daha etkili bir güce sahip bence hayatlarımızda.
İşte eski playlistimi dinlerken bir şarkıyı da tekrardan dinledim ve bana çok güzel bir anımı hatırlattı ; Masumiyet Müzesi. Ben roman okurken müzik dinlemeyi çok severim, bu kitabı okurken de Sezen Aksu'nun Yol Arkadaşım adlı şarkısını dinliyordum sürekli. Şarkıyı dün yeniden dinlediğimde ise romanın bana hissettiklerini yeniden hissettim ve ben bu kitabı blogumda paylaşmayı nasıl unuttum diyerek kendime kızdım.
Ben bu kitabı iki kere okudum ve ikisinde de ağladım :) Aslında ağlak bir kitap değil fakat kitaptaki adamın aşkı insanı öyle etkiliyor ki duygu yoğunluğunu en üst seviyelere çıkarıyor. Orhan Pamuk bir de müze hazırlamış bu kitap için. Müzesini de kitabı okuduktan hemen sonra gezdim ve kitabı yaşar gibi oldum. Müze detayları için buyrunuz.