30 Aralık 2013 Pazartesi

THE CURIOUS CASE OF BENJAMIN BUTTON



   Size de oluyor mu bilmem ama benim bazen eve adım atmak istemediğim günler oluyor. Bu aralar da tam olarak öyleyim, eve girmek istemiyorum girsem de 2 3 saat durup tekrar çıkıyorum. Tabi bunda İstanbul güneşinin bize pek cömert davranması da etkili :) Aralık ayında böyle güzel bir güneş görünce insan eve girmek istemiyor. Böyle olunca da uzun zamandır oturup da güzel bir film izlemediğimi farkettim, sonunda evde oturabildiğim bir akşamı da bu güzel filmle değerlendirmek istedim.

     Bazı filmler vardır ilk izleyişte değil de ikinci izleyişte anlaşılır, tadına varılır. İlk izlediğimde sadece filmdeki olay açısından bakıp hiç derin düşünmemiştim fakat birkaç yıl sonra yeniden izledim ve filmin temelinde yatan, verilmek istenen düşünceyi daha iyi gördüm ve etkilendim.

    Bu filmi muhtemelen duymuşsunuzdur, malum içinde Brad Pitt geçen filmler pek popüler :) Ben de eskiden izlediğim bu filmi yeniden izleyerek, değişik olguları sorgulayarak ve oldukça etkilenerek sizlere de bu filmi yeniden hatırlatmak istedim.


23 Aralık 2013 Pazartesi

MAMMA MIA !



   Makarna birçok insan için kurtarıcı yemektir, eve geldin çok mu açsın, yemek yapmaya üşeniyor musun yoksa yemek yapmayı bilmiyor musun, hemen bir makarna suyu koy ! Evet çoğu insan için bu böyle :) Ben kocaman bir istisnayım çünkü makarna benim için özenilesi ve çok zevk alarak yenilesi bir ana yemek. Hal böyle olunca sosu için de bir hayli özeniyorum, hiç geçiştirmiyorum.

  Yakın arkadaşım da benim gibi tam bir makarna sever olunca, ne yemek yapsak diye düşününce, aklımıza da aynı anda spagetti düşünce, yapmadan olmaz dedik :) Mantarı da çok seviyorum, ekleyebildiğim her şeyin içine ekliyorum tabi yakışması şartıyla. Bu sosun da başrolü mantara ait :)

   Hava kötüyse, evde yakın arkadaşla yapılabilecek en zevkli şeylerden birisi bence yemek yapmak. Bu makarna da böyle bir günün sonunda ortaya çıktı ve afiyetle midelerimizdeki yerini aldı. Tarif için devam edebilirsiniz.

22 Aralık 2013 Pazar

NEW YEAR IS COMING !


   Kış mevsimiyle pek anlaştığımız söylenemez, daha çok yaz sever bir insanım. Havanın erken kararması, sürekli karanlık ve kapalı olması benim de enerjimi düşürür ister istemez. Ama kışı her ne kadar sevmesem de Aralık ayının bende farklı bir yeri vardır, her ne kadar bir şeyleri uğurlamak zor olsa bu eski bir yıl için geçerli değil. Eski yılı zevkle uğurlayıp yeni yıl için heyecanlanıyoruz birçoğumuz, yalnız tek sıkıntı artan her yılla yaşım bir sayı daha artıyor hiç hoş değil ! :)
   Yeni yılın yaklaşması kış mevsimini bir nebze de olsa sevmemi sağlıyor, kış mevsimine canlılık katıyor. Şuanda da İstanbul sokakları ışıl ışıl, vitrinler kıpkırmızı ! Ben özellikle mağazaların yeni yıl temalı vitrin süslemelerine bayılıyorum. Ayrıca ev dekorasyon mağazalarında bulunan yeni yıl temalı ürünlere de :) Yeni yıl ruhu, kışın üstüme yaydığı rehaveti bir süreliğine de olsa yok ediyor, keşke bu ruh hiç bitmese sokaklar ve vitrinler bütün kış ışıl ışıl kalsa !
 

18 Aralık 2013 Çarşamba

LET'S DECORATE




  Merhaba! Bu postu yağmurlu bir İstanbul akşamından yazıyorum :) Bu iç karartıcı havayı unutup nasıl güzel bir akşam geçirebilirim diye düşünürken, ancak bir dekorasyon postu ile akşamımı şenlendirebilirim diye düşündüm. Daha önce de bahsettiğim gibi dekorasyona çok büyük ilgim var. Evde vakit geçirmeyi sevdiğim için ve güzel bir evde oturmak da insana kat kat daha fazla keyif vereceği için sürekli kafamda evde ne değişiklikler yapabilirim diye düşünüyorum. Bu yüzden de kendimi sürekli dekorasyon sitelerine bakarken buluyorum :)
 
 
   En büyük hayallerimden birisi tamamen bana ait bir evi istediğim gibi dekore etmek olduğu için kafam sık sık hayali evime gidiyor. Daha önceki dekorasyon postumda da bir evim olacaksa işte böyle olur diye bahsetmiştim,bu da onun devamı niteliğinde oldu. E hadi o zaman buyurun hayali evime :)

16 Aralık 2013 Pazartesi

A FRENCH BREAKFAST



  Küçüklüğümden beri kahvaltıya çok düşkün bir insanım, güzel kahvaltı sofraları kurmak, uzun uzun sohbetler eşliğinde kahvaltı yapmak günüme güzel başlamak için ideal bir yöntem :) Tek başıma kahvaltı yaptığımda bile özenerek çeşit çeşit şey hazırlamaya çalışırım. Kesinlikle günün en güzel öğünü olan kahvaltıya gereken önemi ve değeri fazlasıyla veriyorum :)

   Kahvaltı için değişik alternatifler düşünürken aklıma Fransızların temel kahvaltı besini olan kruvasanlar düştü ve canım öyle bir çekti ki mutlaka yapmalıyım dedim. Tabi kruvasan hamuru biraz zahmetli, eh benim de o kadar vaktim yoktu bu yüzden yine çok pratik bir tarifle bu kruvasanları hazırladım.
 

11 Aralık 2013 Çarşamba

HANDMADE


   Uzun zamandır aklımda kavanoz boyamak vardı, yöntemlerini bile öğrenmiştim fakat bir türlü yeterince boş vakit bulamadığım için malzemeleri alıp da yapmaya başlayamıyordum. Sağolsun okulum imdadıma yetişti. 1 haftalık okul tatilimde, işte kafamdaki kavanozları hayata geçirmek için geniş bir fırsat diye düşündüm, hemen bir hobi mağazasına giderek boyamak ve süslemek için gerekli malzemeleri aldım.

  Aslında ben direk kavanozu boyamak istiyordum fakat gittiğim mağazada enamel denilen cam boyası olmadığı için ben de sadece kapağı boyayarak kavanozu dantelle ve kudaleyle süsledim. Ayrıntılar için buyrun postun devamına :)

9 Aralık 2013 Pazartesi

MONDAY HAPPINESS !


    Pazartesi birçoğumuzun en nefret ettiği gün malumunuz. Nasıl olmasın ? Cumartesinin gezmeleri, pazarın aylaklığı ile geçen 2 günün sonrası yapmak zorunda olduklarımızla yüzleştiğimiz gün pazartesi.

   Aslında şöyle bir hesap yapınca, geçmişten bugüne yüzlerce pazartesi yaşadık hepimiz. Buna rağmen hala her hafta başında moralimiz bozuluyor. Hani insan zamanla alışıyordu ? Biz neden geçirdiğimiz yüzlerce pazartesine rağmen hala bugünden bu kadar nefret ediyoruz ? :) Evet elde değil hafta başında böyle soruları kendime sormadan duramıyorum :)

   Yine de bu iç sıkıcı günü bir nebze mutlu kılmak için kendimce yöntemlerim var. Bunların en başında tatlı fotoğraflarına bakmak geliyor. Özellikle çikolatalı tatlı fotoğraflarına bakmak ciddi anlamda mutluluk hormonu salgılamama sebep oluyor. Evet biliyorum çikolata yediğimiz zaman salgılanıyordu o hormon ama bende fotoğraflara bakmak da aynı etkiyi yapıyor. Yok ben bakınca mutlu olmuyorum illaki yemem lazım diyorsanız bu posttan uzak durun, yoksa bunları yiyememek sizi daha da mutsuz edebilir :)

   Ben bunlara bakınca bile mutluluk yolunda hızla ilerliyorum, huzurla doluyorum :) Benim gibi düşünenler varsa onları mutluluk hormonu patlamasına davet ediyorum !

5 Aralık 2013 Perşembe

FROZEN YOGURT


     Sizin de akşamları yemekten sonra tatlı kriziniz tutuyor mu ? Cevabınız evet ise sizi bu postuma davet ediyorum :) İstisnasız her akşam yemeğinden sonra tatlı arayanlardanım, vücudum öyle bir programlanmış ki yemekten 10 dakika sonra başlıyor tatlıyı istemeye. E tabi her akşam bir porsiyon tatlı demek bol bol kalori demek. Bazen küçük bir parça çikolatayla geçiştirmeye çalışıyorum bazense dayanamayıp güzel bir tatlı yiyorum. İşte bu tatlı krizlerim yüzünden hafif ama lezzetli bir tatlı arayışına girince aklıma çok güzel bir alternatif geldi; dondurulmuş yoğurt.

    Dondurulmuş yoğurtla ilk kez Pinkberry sayesinde tanıştım ve sonrasında müptelası oldum. Özellikle yazın baya abartmıştım bu dondurulmuş yoğurt işini. Neyse ki kalorisi diğer tatlılara göre daha az diye diye rahatlatıyordum kendimi.Yine bir akşam tatlı krizim bastırınca dondurulmuş yoğurt aklıma geldi ve hemen mutfağa yol aldım :) İşte bu da benim kolay ama çok lezzetli tarifim.


3 Aralık 2013 Salı

COLD NIGHT SONGS




OH LITTLE CANDLES !


       Ev dekorasyonu fikirlerini araştırmaya bayılıyorum, yeni fikirler keşfetmek ve kafamdaki hayali evime uygulamak bana çok keyif veriyor. Bu sefer de dekorasyonda mumları mercek altına aldım :)

      Loş ışığı her zaman daha çok sevmişimdir, odaya daha sıcak bir hava kattığını düşünüyorum. İşte mumlar da bu loşluk etkisiyle bulunduğu mekanı daha da sıcaklaştırır ve samimi bir ortam yaratır. Özellikle mumların çiçeklerle olan uyumuna bayıldım, ilerideki evimde uygulayacağım baş detaylardan birisi halini aldı mum- çiçek ikilisi. Mumların değişik kullanım şekilleri için hadi postun devamına.

28 Kasım 2013 Perşembe

READY FOR THE WINTER



  Ev benim için her zaman dışarıdan daha çekici ve zaman geçirmenin daha keyifli olduğu bir yer olmuştur.
Gezmeyi çok sevsem de sonunda evde olmak gibisi yoktur. Özellikle kış aylarında eve ayrı bir düşkünlüğüm vardır hatta bunun için hazırlık bile yaparım. Pofuduk bir sabahlık, yepyeni nevresimler ve pijamalarla bu sene de kışa hazırım. Oysho'dan aldığım bu mürdüm sabahlığım bu kış üstümden çıkmayacak, çünkü sıcacık ve yumuşacık :)

26 Kasım 2013 Salı

APPLE PIE


    Ahh tatlılaaarr diye başlamak istiyorum söze. En büyük zaaflarımdan birisi tatlılar :) Diyette dahi olsam, sağlıklı besleniyorum ben ya bile desem tatlılardan vazgeçemiyorum, doğama aykırı :) Yemeyi olduğu kadar yapmayı da çok seviyorum. Çoğu tatlıyı severim ama tartlar benim için sıralamanın başında geliyor. Her türlüsüne bayılırım; elmalı, çilekli, vişneli (en sevdiğim), frambuazlı, çikolatalı. Yazarken bile ağzım sulanıyor neyse ki beni bekleyen kocaman bir elmalı tartım var hazırda hem de fırından yeni çıktı :)

    Tartlar her zaman favorim olmuştur ama daha önce yapmaya hiç cesaret edememiştim, hep dışardan alıp yemiştim çünkü hamurunu tutturamamak korkutuyordu beni. Sonra dedim ki sen ekmek bile yapmış insansın tart hamurunu mu yapamayacaksın !  Neyse böyle kendimi motive ede ede girdim mutfağa ve sonuç harika oldu. Keşke daha önce yapsaymışım diye diye, harika zaman geçirerek ve sonucunda ev yapımı lezzetli bir tart yiyerek bu mutfak maceramı sonlandırdım :) Buyrun tarifime o halde.

24 Kasım 2013 Pazar

SUNDAY STUFF

Herkese iyi pazarlar ! Bugünü Amy günü ilan ettim, sizinle de paylaşmak istedim. İlk şarkı Amy'nin gençliğinden. Kollarında dövmeleri yok ve kilosu da oldukça yerinde, henüz kendini tüketmeye başlamadığı günlerden bir şarkı. İnsan böyle gördüğü zaman hüzünleniyor nereden nereye getirdi kendini bu harika sesli kadın.


Bu da günün ikinci şarkısı. Kendisi gitti ama bize hala zevkle dinlenen, tadına doyulmayan şarkılar bıraktı. Teşekkürler Amy Winehouse :)


Kulaklıkla dinlenince ayrı bir keyif alınıyor benden söylemesi :)

MOVIE RECCOMMENDATION 2



   Bonsoir ! Fransızca'yı çok sevdiğim ve bol bol duymak istediğim için sürekli kaliteli Fransız yapımı filmler araştırmaktayım. Bu filmi de araştırma yaparken buldum, hiç beklentisiz bir biçimde izledim ve oldukça keyif aldım. Gerçek bir hikayeye dayanıyor ve hayatın içinden gelmiş olması da insanı filme ayrı bir yakınlaştırıyor.


SATURDAY STUFF



21 Kasım 2013 Perşembe

A LITTLE INSPIRATION


  Neredeyse her kadının tutkusudur saçları, hiç ihtimal vermiyorum ki bir kadın saçlarına özenmesin, saçlarım umrumda değil desin :) Ve hepimiz farketmişizdir saçlarımız bizi değiştiren en önemli unsurlardan birisidir. Saç modelimiz, kesimimiz bizi gerçekten de bambaşka görünümlere sokabilir Ayrıca en önemlisi, bakımlı ve sağlıklı görünen saçlara sahip olmak bizi ışıltılı gösteren en önemli etkendir bana göre. 
  
  Sizin de eminim ki oluyordur saçlarınızın güzel göründüğünü hissettiğiniz bir günde oldukça özgüvenli durduğunuz :) Benim için saçlarım öz güvenimi etkileyen büyük bir etken çünkü. Bu nedenle de sizlerle  hoşuma giden saç modellerini paylaşarak, bir nebze olsun ilham kaynağı yaratmak istedim.



19 Kasım 2013 Salı

Best TV Series Ever !

  Evet farkındayım başlık çok iddialı oldu ama bu dizi gerçekten bu iddiayı fazlasıyla hakediyor. Diziyi tanıyanlar anlamışlardır Friends'ten bahsettiğimi. Bu benim en zevk alarak hazırladığım postlardan biri oldu çünkü ben gerçekten tam bir Friends hastasıyım :) 1994-2004 yılları arasında çekimleri tam 10 sene sürmüş olan bu dizi 10 sezon. Evet ben de ilk duyduğum zaman nee 10 sezon mu ? tepkisini vermiştim fakat izlemeye başladığım zaman lütfen bitme diye diye devam ettim. Şunu da itiraf etmeliyim ki 10 sezonu tam 3 kere baştan sona bitirdim :) Söylemiştim tam bir Friends hastasıyım. Hala da keyfim olmadığı zamanlar açarım bir bölüm ve bütün keyfim yerine gelir. Dizimize gelecek olursak, buyrun devamına :)


18 Kasım 2013 Pazartesi

KOLAY TATLI

Tatlıyı sevmeyeniniz yoktur sanırım.Ben tatlıyı yemeyi de yapmayı da çok çok severim, özellikle dışardan eve geldiğimde dolapta beni bir tatlının beni bekliyor olmasına bayılırım:) Ama öğrenci olduğum için ve vaktimin çoğunu okulda geçirdiğim için daha pratik tatlılara yönelmek durumunda kalıyorum. İşte bu postumda hazırladığım tatlı da oldukça pratik ve yapması az zaman alıyor. Malzemeleri de kolay, ee daha ne olsun :)

14 Kasım 2013 Perşembe

DECORATİON

     Dekorasyona olan ilgimden dolayı dekorasyon mağazalarını çok severim ve sık sık ziyaret ederim.Hayalimde tamamen bana ait bir evi tek başıma dekore etmek vardır hep, bu sebeple dekorasyon mağazalarına girip kendimi kaybettiğim, kafamda bir ev dekore ettiğim çok olmuştur. Dekorasyonda modernlikten ziyade klasik görünümü daha çok seviyorum,özellikle İngiliz tarzı ev dekorasyonuna büyük ilgim var.

  Soft ve pastel renkler, çiçek motifleri, danteller, ferforje aksesuarlar, çiçek motifli fincanlar, yemek takımları benim dekorasyon zevkimin başlıca parçalarıdır. Bu nedenle ki English Home isimli ev dekorasyon mağazası benim için çok çok ayrı bir yere sahip, içine girdiğim an kendimden geçiyorum abartısız :) Neredeyse bütün ürünleri benim zevkime hitap ediyor. Bu postumda da dekorasyon zevkimi en iyi yansıttığı için English Home ürünlerinden bayıldıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum ayrıca belirtmek isterim ki bu post reklam amaçlı değildir tamamen kişisel istekle yapılmıştır :)

12 Kasım 2013 Salı

MOVİE RECOMMENDATİON

  Özellikle sonbahar ve kış aylarının başlıca aktivitesidir film izlemek. İster sinemada ister evde, kocaman bir patlamış mısır veya cips eşliğinde film izlemenin tadına doyulmaz. Ben de evde olduğum akşamların çoğunda film izliyorum, yeni yönetmenler keşfetmek, farklı konularda filmler izlemek beni içinde bulunduğum hayatın gündelik sorunlarından uzaklaştırıp kafamı oldukça meşgul ediyor.

 Bu postumda da sizlere dün izlemiş ve farklı konusundan etkilenmiş olduğum bir filmden bahsetmek istedim. İspanyol yapımı olan bu film Pedro Almodovar yönetmenliğinde çekilen, başrollerini Antonio Banderas ve Elena Alaya'nın paylaştığı, film araştırırken tesadüfen bulduğum ve sizlere tavsiye etmekten çekinmeyeceğim ilginç bir filmdi. 'The skin I live in' sayesinde İspanyol yönetmen Pedro Almodovar'ı keşfetmiş oldum ve hollywoodvari olmayan tarzından etkilendim bu sebeple diğer filmlerini de izleyeceğim. Hadi gelelim filmimize.

11 Kasım 2013 Pazartesi

LOVELY LAZY SUNDAY


  Küçüklüğümden beri benim için pazar günlerinin anlamı piknik yapmaktı. Her pazar piknik yapma kültürü olan bir ailede büyüdüğümden dolayı pazar gününün anlamı benim için kocaman örtüleri çimlere yayıp doğanın tadını çıkarmaktı. Öğrenci olarak İstanbul'a geldiğimden beri ise piknik kültürünü istemeden de olsa kaybettim, malum İstanbul'da piknik yapacak kadar yeşil alan bulmak oldukça zorlaştı. Olan yerler ise öylesine kalabalık ki,insan o kalabalıkta yaptığı piknikten zaten pek bir şey anlamıyor. Laf arasında İstanbul'un kalabalığından da yakınmış oldum hani :) Baktık ki piknik yapmayı çok özlemişiz, biz de pazar günü için arkadaşlarımla tatlı bir piknik düzenleyelim dedik.Aldık limonatalarımızı, tartlarımızı ve meyvelerimizi, bıraktık kendimizi sımsıcak güneşe :)

READY,SET,GO !

   Hepimizin de bildiği üzere başlangıçlar her zaman daha zordur, hepimiz deriz ya bir başlasam devamı gelecek diye. Benim için de blog fikri böyleydi,biliyordum bir başlasam devamı gelecekti fakat kafamda kurduğum halde bir türlü hayata geçirme kısmına geçemiyordum.Halbuki fikirler hayata geçirildikleri zaman değer kazanırlar, sadece fikir olarak kaldıkları zaman unutulup gitmeye mahkumdurlar.Ben de kendimi işte bu cümlelerle yüreklendirerek sonunda blogumu açtım :) 
  Siyaset bilimi ve Uluslararası ilişkiler bölümü öğrencisiyim fakat bunu hayatımın en büyük hatası olarak değerlendiriyorum. Blog fikri benim bir bölümzede olarak içimde kalan şeyleri, hayatta yapmak istediklerimi hayata geçirme şeklim olacak. Blog, bölümümün bende yarattığı olumsuz havadan beni kurtarıp, gerçekten ilgim olan şeyleri yapmamı sağlayacak yani en azından ben öyle umuyorum :) 
   Görselliğe, dekorasyona, güzel fotoğraflar çekmeye, hayatı daha tatlı kılan küçük ayrıntılara büyük ilgim var. Aynı zamanda yemek yapmaya, pastacılığa, güzel masalar kurmaya olan ilgimi de anlatabilmem mümkün değil :) Yemek yapmak bende zaman algısını durduruan, olumlu olumsuz her şeyi unutturan bir aktivite, bu sebeple hayatta yapmaktan en keyif aldığım şey yemek yapmak ve bunları güzel bir şekilde sunmak. İşte blog fikri benim bu ilgi alanlarımı hayata geçirebilme ve paylaşabilme aracım olacak. Zevkle okumanızı dilerim:)