VINTAGE PLATES

Herkese yeniden merhaba. Bugün bloga harika tabaklar konuk oluyor !

Ben her zaman söylerim bu çağa ait değilim diye. Gerçekten kesinlikle teknoloji insanı değilim ve eskiye büyük bir özlem duyuyorum. Mekanikleşen, robotlaşan dünya ile birlikte insanların da mekanikleştiğini, bencilleştiğini ve bütün bu iletişim olanaklarına rağmen insanların iletişimlerinin azaldığını düşünüyorum. O çok kıymetli telefonlar artık karşımızda birileri varken bile ellerden düşmüyor. Neyse ben bu konuya dalarsam daha çok uzar :)

Eskiye özlemimin en önemli sebeplerinden birisi de eskinin zarafeti, asilliği. En basit olarak etrafımızdaki binalara bakarak bile bunu anlayabiliriz. Tarihi binaların ruhunun, işlemelerinin, zarifliğinin, müthiş görselliğinin yerini çirkin, bir örnek, ruhsuz apartmanlar ve camdan kuleler aldı. Tabaklar da eskinin zarafetinin en güzel örneği bence. Vintage tabak fotoğraflarını gördükçe aklım gidiyor ! :) O renkler, desenler, işlemeler tam bir zarafet örneği. Kendi dekore edeceğim bir evim olduğu zaman mutfağımın büyük çoğunluğunu eski stil tabaklar kaplayacak, bundan eminim !

Sizler de vintage stil tabaklara ilgi duyuyorsanız, bu bol görselli posta göz atabilirsiniz.

LIFE OF PI

Herkese merhaba ! Sizlere hafta sonu filmi önermeye geldim :)

Bazı filmler vardır sinemada izlenmelidir, bence Life of Pi tam olarak öyle bir film. Görsel bakımdan güçlü filmleri sinemada izlemek her zaman daha keyiflidir, küçücük bilgisayar ekranındansa. Ama malesef ben bu filmi sinemada izleyemedim ve bilgisayarla yetinmek zorunda kaldım ki yine de çok sevdim. Ayrıntılara buyrun :)

ANNIVERSARY !

Büyük bir keyifle merhaba demek istiyorum herkese çünkü bugün blogumun 1. yıldönümü ! :) Kararsızlıkla başladığım, başladıktan sonra çok severek ve istekle yaptığım bir hobi oldu benim için bu blog. Bazı zamanlar uzun uzun aralar verdim ama hep geri döndüm :) İlhamım ve isteğim olduğu sürece buralarda daha çok vakit geçireceğim ve sizlere de bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ediyorum !

Bu blog için hazırlamış olduğum ilk postu görmek isteyenleri böyle alalım; tık tık

Bana ve bloguma daha nice yıllara o halde ! :)

CHOCOLATE WET CAKE

Uzun zamandır mutfağa tatlı bir şeyler yapmak için girmemiştim, geçen gün yaptığım bu ıslak kekle hem tatlı yapma isteğimi bastırdım hem de ağzımı tatlandırdım, tarifini de buraya eklemeyi unutmayarak tabii :)

SAC BAKIM TAVSIYESI 2

Uzun uzun verdiğim aralardan sonra yeniden buralara döndüm !  Rehavet mi desem yoğunluk mu desem açıkçası ben de pek bilmiyorum neden bu kadar uzaklaştığımı ama özlemişim post yapmayı :) Bloga dönüş postum saçlarla ilgili, daha önceden yazmış olduğum SAÇ BAKIM TAVSİYESİ yazımın devamı niteliğinde diyebiliriz. Ayrıntılara buyrun :)

OCTOBER SONG

DISCOVERY

Bu sıralar yeni şarkılar arayışındayken arkadaşımın önerdiği bu grubu dinlemeye bu başladım ve çok hoşuma gitti, diğer şarkılarını da oldukça sevdim. Solistin aksanını da dinledikçe dinleyesim geliyor Zaten ingiliz aksanı hastası bir insanım, karşımda biri ingiliz aksanıyla konuşsun ben saatlerce dinleyeyim yani :)

Yenilik her alanda güzel, keşfedilecek çok şey var çok :)

THURSDAY MOOD

Bu şarkıyı da klibini de son zamanlarda çok seviyorum, klibi mini bir film gibi :) Have fun !

DETOX DAY 2

Uyanıp da canımın hiçbir şey istemediği günleri vücuduma detox yaparak değerlendiriyorum. Bugün de o günlerden biriydi. Zaten yaz mevsiminin de yardımı var, pek öyle ağır şeyler yedirmiyor insana. Ben de tam hafif günümde olduğumu fakedince detox ile daha da hafifledim :) Daha önceden de yoğurt ağırlıklı bir detox yapmıştım, bugün ise meyvesi, sebzesi, suyu bol bir gün geçirdim.

MONDAY MORNING

Pazartes sabahlarını seven tek bir insan gösterin bana ! :) Sadece tatilde olana pazartesi pek bir şey ifade etmez. Ama benim gibi arkadaşlarla yapılan mini bir tatilden sonra işe gelmek zorunda kalanlar için eziyetin eş anlamıdır pazartesi. Ben de bu sıralar staj ve okul arasında kendimi kaybetmişken hafta sonunda arkadaşlarımla küçük bir tatil yaparak kendimi yeniden buldum. Blogla da hiç ilgilenemiyorum, bana kalan zaman o kadar kısıtlı ki. Ama stajımın son haftasona girmiş bulunmamla birlikte blog için yeni fikirler de üretmeye başladım bile !:)

Koşturmacanın içinde insan hayatın güzelliklerini unutabiliyor, ben de unutmuştum ama durup da nefes alınca yeniden hatırladım; en yakın arkadaş çok kıymetli, güneş zaten bir altın, yaz mevsimi aylaklık yapınca güzel, su en vazgeçilmez ama en önemlisi içine kocaman hatıralar, hayatlar, güvenilir ve kaliteli insanlar sığdırılmış bir hayat  :) Güzel haftalar olsun.

"Aramızdaki en kısa mesafe her zaman senin en uzakta olduğun zamanlardı, çünkü sen ancak o zaman en iyi, en mükemmel, en beyaz atlı, en anlayışlı ve en çok özlenen olurdun ve çünkü ben ancak o zaman senin olmadığın her şeyi birleştirip bütün o parçalardan bir bütün oluşturabilirdim."

YAZ TATLISI

  Şimdi bir tatlı olsa ama çok kalorili olmasa, şöyle soğuk soğuk yesem ferahlasam, bir de içinde elma tarçın ceviz muhteşem üçlüsü olsa diyenlerden misiniz ? Sizi böyle alalım o zaman.

THE ILLUSIONIST

   Uzun uzun verdiğim aralardan sonra yeniden merhaba :)  Bu sıralar yapmak zorunda olduklarımdan dolayı yapmak istediklerime vakit ayıramıyorum ! Bunlara film izlemek de dahil. Oturup da beni saran, güzel vakit geçirmemi sağlayan bir film izlemeyeli o kadar olmuştu ki. Ben de arkadaşımın önerisi olan bu filmi izleyip film özlemimi gidermiş oldum. Merak edenler için detaylar burada :)

MONDAY SONG

Yeni haftaya 2 gündür başa sarıp sarıp dinlediğim bu şarkıyla başlangıç yapmak istedim. Ben çok beğendim, kulaklıkla dinlenmesi tavsiyedir :)

DETOX DAY

   Eminim herkesin sağlıklı beslenmeye çalıştığı dönemde bile kaçamaklar yaptığı, çok keyifli anlarda amaan kim düşünecek yemeği şimdi, ye gitsin ! dediği zamanlar olmuştur :) İşte böyle kaçamak günlerinin ardından vücuda detoks uygulamak çok ama çok faydalı. Önceki gün aldığınız kalorilerin yağa dönüşmemesi için vücuda sağlıklı besin yüklemesi yapmak lazım.

  Ben yoğurdu çok seven bir insanım, yoğurt beni hem tok tutuyor hem de yağ yakmaya çok yardımcı bir besin. İpin ucunu kaçırdığım bir günün ertesinde kendime yoğurt detoksu uygulayarak kalori alımını dengeledim. Ayrıntılara buyrun :)

BATH&BODY WORKS

    Misler misi bir cumartesi gününden selamlar ! Yazın kendini hissettirmeye başladığı bugünler de benim de içim enerji dolu. Nasıl olmasın, en sevdiğim mevsim geliyor.

  Sizleri bu postumda son günlerdeki takıntımla tanıştıracağım gerçi biliyor olmanız çok muhtemel fakat bilmeyenler varsa tanışşın bu harika kokularla :) Bath&Body Works adından da anlaşılacağı gibi vücut için kremler, losyonlar, parfümler, duş jelleri üretiyor. Ama öyle 2 3 çeşit koku değil gerçekten onlarca ürün çeşitliliği var. Mağazaya girdiğim zaman 1 saat falan kendimden geçiyorum :)

  Son zamanlarda buraya ciddi anlamda dadandım sevgili arkadaşlar :) Vücut losyonları harika kokuyor böyle  sürünce kendi kolumu yeme isteği uyandırıyor ! Özellikle vücut losyonu ve vücut parfümünü birlikte kullanınca kalıcılık çok artıyor. Ürünlerin kalıcılığı oldukça memnun edici, ben mağazada sıkıp gece uyurken bile buram buram kokuyordum.

  *Bu post reklam amaçlı değil, tamamen kişisel aşkla hazırlanmıştır :)

CİLT İÇİN MASKELER

  Verdiğim aradan sonra upuzun bir cilt sağlığı postuyla tekrar bloga döndüm :)  Bu sıralar gerek beden gerek cilt sağlığı ile ilgili geniş çaplı araştırmalar yapıyorum, daha önceki cilt sağlığı postumda güzel bir cilt için nasıl beslenmeliyiz konusundan bahsetmiştim, bu da onun devamı niteliğinde. Sağlıklı beslenerek cildi içeriden besliyoruz, bakım ürünleri ve maskelerle de dışarıdan :)

   Cilt maskeleri çoğu kadının ilgi alanıdır, kendimden biliyorum . Özellikle yazın çeşit çeşit maskeler deniyordum, tabi hepsi ev yapımı.  Gıdaların bedenimizi beslediği kadar cildimizi de beslediğini düşünüyorum bu yüzden evdeki malzemelerle maskeler hazırlamayı çok seviyorum. Yine kış mevsiminin verdiği rehavetle uzun zamandır maske yapmamıştım ama bu aralar yine merak saldım :)
 
   Bu postum da içinde benim de uygulayıp memnun kaldığım, çeşitli cilt sorunları için çözümler sunan maske tarifleri vereceğim.

FRIDAY SONG

Baya enerji veriyor bu şarkı, dinleyin ! :)

ZARA SPRING SUMMER 2014

  Zara'nın ilkbahar yaz koleksiyonuna hala bakmadıysanız sizi buraya alalım ! Dün Zara'ya girdiğimde öyle bir içim açıldı ki renkler harika, beyaz ve sade tonlar hakim. Ben ilkbahar yaz sezonuna bayıldım, tam benim zevkime göreydi. Pastel tonlar ve tabi ki aşık olduğum crop toplar çoğunluktaydı.

SUNDAY SONGS

SUMMER WINE

   Biz dört gözle yazı beklerken İstanbul'da yağmur yağmaya başladı ! Neyse ki bunlar nisan yağmurları, uzun sürmez diye umuyorum. Çünkü ben yazı çok özledim, denizi, sahili, 9 da kararan havayı ama en çok da elbiselerimi, şortlarımı, eteklerimi özledim. Kendimi bildim bileli kalın giyinmekten hiç hoşlanmıyorum hele mont benim için tam bir yük :) Bu yüzden de en sevdiğim mevsim elbette ki yaz ! Ne giyersen giy üşümüyorsun, elinde kolunda montlar hırkalar taşımıyorsun.

   Bu tatlı şarkı da bana yazı çağrıştırıyor. Yağmurlu günde içimiz açılsın :)

FIRINDA SOSLU LEVREK

   Farkettim de blogda hep kalorili şeyler paylaşmışım ! :) Ama bu postumda sizlere sağlıklı bir yemek tarifim var. Balık kilo verme sürecinde olanların en büyük yardımcılarından birisi. İster tonbalıklı salata yapın ister fırında pişirin, balık çok lezzetli bir protein kaynağı. Tabi işin içine kilo vermek girince balık kızartmasından uzak durmak gerekiyor ama kabul etmeliyiz ki balığın en lezzetli hali kızartması. Ben de yaptığım sos ile fırında balığa farklı ve lezzetli bir çeşni katmış oldum. Fırında balık yemek artık daha keyifli :)

IN LOVE WITH CROP TOP

   Geçen seneden beri ortalığı kasıp kavuran crop top furyasını hepiniz biliyorsunuzdur. Ben de çok moda olan bir şeyi ilk defa bu kadar sevdim ve çok fazla görmeme rağmen sıkılmadım. O kadar zarifler ki sıkılacağımı da hiç zannetmiyorum. Geçen sene içimde kalan cop topuma nihayet bugün kavuştum. Ben Topshop'tan aldım zaten en çok Topshop, Zara ve H&M'de bulunuyor bu güzellikler. Crop toplar yüksek bel etek, şort ve pantolonlar için yaratılmışlar adeta, birbirlerini o kadar güzel tamamlıyorlar ki. Belirtmeden geçemeyeceğim bu kısacık üstler zayıflama sürecinde mükemmel motivasyon sağlıyorlar, benim her gece uyumadan kafamda bunlar uçuşuyordu :)

EASY HOMEMADE HAMBURGERS !

   Dikkat ! Eğer diyetteyseniz bu postu hiç okumayın :) Çok lezzetli, diyet bozduran bir postla karşınızdayım. Uzun zamandır sağlıklı besleniyorum, sebze, meyve ve protein ağırlıklı. Ama motivasyonumu düşürmemek için arada kendimi ödüllendiriyorum. İşte bu ev yapımı lezzet harikası hamburgerler de benim ödülüm. Arkadaşımla canımız çok hamburger çekince gidip butik bir hamburgecide el yapımı taze taze yemek istedik. Sonra benim aşçı içgüdülerim baskın çıktı ve neden evde yapmıyoruz ki ? dedim. İyi ki de demişim, ortaya bu bebekler çıktı.

   Bu hamburgerleri bu kadar harika yapan şey ise ekmeklerinin de el yapımı olması. Markette satılan hazır hamburger ekmeklerinden hoşlanmıyorum. Bu da evdeki ilk hamburger deneyimim olacağı için her şeyiyle çok güzel olmasını istedim ve ekmeklerini de kendim yaptım. Hiç gözünüz korkmasın inanılmaz kolay bu ekmekleri yapmak. Hazırlık ve yoğurma işlemi toplam 10 dakikamı bile almadı. Detayları merak ediyorsanız sizi devama alalım.

HELLO AGAIN !

   Yaklaşık 2 haftalık verdiğim aradan sonra herkese yeniden merhaba :) Aslında blogumu boş bırakmayı sevmiyorum ama elde olmayan sebeplerden dolayı uzaklaşmak zorunda kalabiliyor insan. Dahil olduğum bir proje kapsamında oradan oraya koşturmaktan bırakın bilgisayar açmayı, uyumaya bile kısıtlı vakit bulabiliyordum. Ama hiç şikayetçi değilim, bol bol gezdim yeni insanlar tanıdım, yorulduğuma kat kat değdi. İnsanın hayat temposu artınca hayatı daha bir dolu dolu yaşadığını hissediyor.

  Bloga dönüşüm güzel bir film önerisiyle olsun dedim ve yeni izlemiş olduğum bu filmi sizlerle de tanıştırmak istedim. Tamamen tesadüfen bulup izlediğim bu film tam benim tarzım ! Hem görsel ögeleri tatmin edici hem de gizem barındırıyor. Gizem ve görsellik birleşince de ortaya seyir zevki yüksek bir film çıkıyor.

MASUMIYET MUZESI

 

   Dün bilgisayarımdaki dosyalarımı düzenlerken eski bir playlistime rastladım. Şarkıların müthiş bir anımsatma gücü var gerçekten. Eski şarkılarımı dinlerken resmen geçmişe geri döndüm ve o şarkıyı eskiden dinlerkenki ruh halime büründüm. Canım acıyorken dinlediğim şarkıları dinlerken yeniden canım acıdı, çok keyifliyken dinlediklerimi dinlerken ise yüzüm güldü. Şarkılar bizim düşündüğümüzden daha etkili bir güce sahip bence hayatlarımızda.

  İşte eski playlistimi dinlerken bir şarkıyı da tekrardan dinledim ve bana çok güzel bir anımı hatırlattı ; Masumiyet Müzesi. Ben roman okurken müzik dinlemeyi çok severim, bu kitabı okurken de Sezen Aksu'nun Yol Arkadaşım adlı şarkısını dinliyordum sürekli. Şarkıyı dün yeniden dinlediğimde ise romanın bana hissettiklerini yeniden hissettim ve ben bu kitabı blogumda paylaşmayı nasıl unuttum diyerek kendime kızdım. 

   Ben bu kitabı iki kere okudum ve ikisinde de ağladım :) Aslında ağlak bir kitap değil fakat kitaptaki adamın aşkı insanı öyle etkiliyor ki duygu yoğunluğunu en üst seviyelere çıkarıyor. Orhan Pamuk bir de müze hazırlamış bu kitap için. Müzesini de kitabı okuduktan hemen sonra gezdim ve kitabı yaşar gibi oldum. Müze detayları için buyrunuz.

MAKING BREAKFAST LIKE SUNDAY

    Vize zamanı yine geldi çattı a dostlar ! Neyse ki bu dönem vizelerim gayet iyi başladı, hepsi güzel geçiyor. Sebebi de belli, tabii ki bu moral kahvaltısı sayesinde :) 3 gün önce vizeler başlamadan en yakın arkadaşımla moral kahvaltısı hazırlayıp uzun uzun sohbetler eşliğinde mideye indirdik. Çok da iyi yapmışız, uğurlu geldi bu güzel sofra bana.

   Taa yurtta kaldığımız zamanlarda bile sevgili arkadaşımla çok güzel kahvaltı sofraları hazırlardık, işin içine ev girince yediklerimiz kadar sunuma da önem vermeye başladık. Rastgele sofralar hazırlamak yerine özenilmiş sofralar kurarak göz zevkimize de hitap ediyoruz. Üzümler, cevizler, fırından yeni çıkmış ekmekler, çiçekler ! :) Bu sarı çiçeklerimi o kadar seviyorum ki kurduğum her sofrada bana eşlik ediyor canım benim :)

   Eğer sınavlarınız yakınsa siz de arkadaşlarınızla moral sofraları kurun, cidden işe yarıyor !

A COLORFUL MESS

   Haftanın ilk ve en sevimsiz gününden herkese merhaba ! Ben bu sevimsiz günü sevimli hale getirebilmek için bir post hazırladım ve bu haftaya enerji ile başlamayı başardım. Sizleri de bu rengarenk dağınıklığa davet ediyorum ve iddia ediyorum ki sizin de içiniz açılacak.

   Çok Pollyanna vari bir post var karşınızda, küçük mutluluklarla hayatı zenginleştirmeye çalışan. Fakat ülkece içince bulunduğumuz bu iç daraltıcı ve karamsar ruh halinden bir nebze de olsa kurtulabilmek için hayattaki küçük mutlulukları da hatırlamak lazım.

  Küçük insanların büyük emellerine ve hırslarına alet oluyoruz, oyunlarına geliyoruz, oyunlarını fark edip onları suçladığımızda ise karşılığında iyice baskı görüp susturulmaya çalışıyoruz. Gençliğimizin en güzel zamanlarını yalanla, dolanla, entrikayla geçirmek zorunda kalıyoruz. Üzerimizde bu kadar baskı varken, yasaklar gün geçtikçe artıyorken direnecek gücümüzü kaybetmeyip, hayata onların istediği gibi karanlık bakmayalım. En azından bizim renklerimiz var, onlar kendi karanlıklarında, küçük ve dar görüşlü dünyalarında yaşasınlar, bizler inadına rengarenk ve neşeli bir hayat sürelim. Hepimize karanlıktan uzak bir hafta olsun !

OH MY BABY BLUE

    Pastel mi pastel bir post ile karşınızdayım ! Sizlere bugün bu sıralar en sevdiğim renk olan bebek mavisini takdim edeceğim :) Mavinin her tonunu çok sevmekle birlikte özellikle bebek mavisi ve saks mavisi türevleriyle aşk yaşıyorum sayın seyirciler. Pastel renklerin bir numaralı temsilcilerinden biri olan bu renk hem kıyafetlere hem de dekorasyona çok yakışıyor, adeta huzur veriyor, iç açıyor ! :)

HEALTHY SKIN

    Her insanın sağlıklı beslenmeye taktığı,kilosu, cildi ve saçları için en iyi şekilde beslenmeye çalıştığı dönemler olmuştur tahmin ediyorum. Ben de şuan tam o dönemdeyim :) Aslında sağlıklı yaşamayı dönem dönem ortaya çıkan bir süreç değil de bir hayat biçimi haline getirmek çok daha mantıklı ve bizim için yararlı bir hareket fakat ben bunu bir türlü başarabilmiş değilim ve başarabilen insanlara gerçekten çok çok özeniyorum !

   Özellikle kış mevsiminde hepimiz kilo almaya daha meyilli oluyoruz, malum hareket alanımız kısıtlanıyor ve evde durdukça da yiyoruz :)  Ama bunun sonucunda ortaya çıkan tek sorun kilo olmuyor elbet, cilt sağlığı da kötü etkileniyor. Yaz mevsiminde bol bol hareket ettiğim, yediğime içtiğime dikkat ettiğim ve sıcağın da etkisiyle bol bol su tükettiğim için cildim de bundan olumlu etkilenip bebek cildi diye tabir ettiğimiz haline bürünüyor. Ama kışın gelmesiyle birlikte azalan hareket ve su içme isteği, artan sağlıksız beslenme isteğiyle birleşince sivilceler için ideal bir ortam hazırlamış oluyorum.

  İşte bu sürece dur demenin vaktinin geldiğini anladım ve cilt sağlığı için nasıl beslenmeliyiz konulu geniş çaplı bir araştırma yaptım, sizler de benim gibi kış mevsiminin cildinizi olumsuz etkilemesini istemiyorsanız bu bilgilerden faydalanın derim :)

HELLO FRIDAY !

   Haftanın en sevdiğim gününden herkese selam olsun ! Cumayı elbette herkes sever ama benim için ayrı bir yere sahip, üniversite hayatım boyunca her dönem cuma günümü boş bırakarak hafta sonu keyfimi ikiye katladım. Perşembe günü dersten çıktığındaki o tatlı hafifliğin bağımlısı oldum ve hiçbir dönem cumaya ders koymadım :) Önünde koskoca 3 gün olduğunu bilmek, planlar yapmak ve uykuya doymak ! İşte bunu çok çok seviyorum.

  Bu tatlı günün sabahına da bu şarkıyla başladım. Uzun zamandır dinlemediğim bu şarkı birden aklıma düştü ve başa sara sara dinledim bu sabah. Fransızca dilinin naifliği zaten ortada, bu şarkı da hem melodisiyle hem de Fransızca'nın o zarif tınısıyla birleşerek en sevdiğim Fransızca şarkı oldu uzun zamandır.

  Hepimiz için kavgasız, sakin, huzurlu, birbirimize düşman kesilmediğimiz aksine her türlü fikir ayrılığına rağmen birbirimizi sevebildiğimiz, dinleyebildiğimiz ve saygı duyabildiğimiz bir hafta sonu olsun ! Çünkü bu hayat kavgayla, acıyla, düşmanlıkla, saygısızlıkla ve en önemlisi vicdansızlıkla harcanamayacak kadar kısa ve değerli.

"İstesen de ne istediğinin farkında değilsin. Kendini sürekli yalnız hissetmen de bundan. Oysa yalnız değilsin, ne istediğini bilmiyorsun sadece. Ne istediğini ben biliyorum ve söylüyorum sana ama ben bildiğim ve ben söylediğim için senin ne istediğin olmuyor, benim senden ne istediğim oluyor. Bu sefer de kendini baskı altında hissetmeye başlıyor, benden uzaklaşıyorsun. Susuyorum, susuyorsun. Bu suskunlukta sen gene ne hissettiğini bilmiyorsun; benim suskunluğumun bozulup can sıkıntından istifade edeceği ana dek birbirimizden savruluyoruz sadece"

Franz Kafka / Milena'ya Mektuplar

  Uzun zamandır ruh halimi bu kadar güzel yansıtan bir paragraf okumamıştım, benim gibi ne istediğini bir türlü anlayamayanlara gelsin o halde.

RAINY MOOD

  Bu sıralar blogu biraz ihmal ettim sanırım ! :) Aslında aklımda bazı fikirler var fakat fotoğraf makinem için alacağım yeni lensi beklemekteyim fikirleri hayata geçirmek için. Bu sebeple biraz ihmal söz konusu oldu ama yakında gelecek çok tatlı bir cupcake tarifiyle telafi edeceğim :)

  İstanbul'da karanlık ve yağmurlu bir hava vardı bu pazar günü, ben de böyle günlerde yapılacak en tatlı şeyi yapıp kurabiye yaptım, yanına da güzel bir film açtım. Yağmurlu pazar reçetesi ! :) Sizlere de bugün içinizi ısıtacak bir film önerim olacak. Film nasıl iç ısıtırmış demeyin, izleyin görün.

*Bu tatlı çift katlı pasta sunum tabağı en yakın arkadaşımın hediyesi, beni çok iyi tanıyor sevgili arkadaşım :)

MONDAY MOVIE

 
  Sizleri pazartesi sendromu denilen ruh halinden çıkartacak bir önerim var bugün! Hadi bugüne kadar izlediğim en tatlı animasyon filmi ile tanışın; Ratatouille :) Bu animasyonu o kadar seviyorum ki 3. kere izledim dün ve hala izlemeyenleriniz varsa hemen izlesin diye burada sizlerle paylaşmak istedim.

    Animasyon film zaten başlı başına bir eğlence bir de üstüne konusu aşçılık ve mutfak olunca benim için tadından yenmeyen bir film haline geldi. Konusunu uzun uzun anlatmama gerek yok, Paris'te bir restaurantın mutfağında geçen bolca yemek ögeleri barındıran çok eğlenceli bir animasyon bu, izleyin ve pazartesi gününüze renk katın derim ben :)

LITTLE DRESSES

    Tatil için ailemin yanına gittiğimde çocukluk fotoğraflarıma bakmadan, videolarımı izlemeden duramam. Kendimi o şekilde görmek nedense çok hoşuma gidiyor :) Ara tatilde gittiğimde yine bu ritüeli gerçekleştirmeyi unutmadım. Bu videoları izlerken, fotoğraflara bakarken dikkatimi çeken çocukluk elbiselerim oldu, onları tekrar görmek istedim ve dolabın derinliklerinden bulup çıkardım.

   İnsan bebeklik kıyafetlerini eline alınca istemsiz olarak ben bunların içine nasıl sığıyormuşum diye düşünüyor :) Bu tatlı elbiselerimi bulunca fotoğraflarını çekmekten kendimi alıkoyamadım, çok tatlı değiller mi ?

MOVIE RECOMMENDATION

    Haftanın en keyifli, en tembel ve en dinlendirici gününden herkese merhaba ! Burada ne zamandır bir film önerisi paylaşmadığımı farkettim ve 2 gün önce izlemiş olduğum bu film bu blogda yer almalı diye düşündüm. Bahsettiğim film Perfume: The Story Of a Murderer. Aslında ben bu filmi birkaç sene önce izlemiştim fakat benim müthiş(!) hafızam sayesinde film hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum :) Bu yüzden ilk defa izliyor gibi oldum ve farklı atmosferinden etkilendim.

MOSAIC !

   Evet yine tatlı yine :) Burayı iyice yiyecek bloguna çevirdim sanki :) Söylemiştim tatlı yapmak ve yemek en büyük zevklerimden birisi. Bazen tatlı isteğimi hafifçe geçirmeyi başarsam da bazen de böyle güzel bir pasta isteğine yenik düşüyorum.

   Buz gibi bir İstanbul gününde, dışardan eve gelip içimi ısıtan bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm, bu soğukta markete gidilmez diyerek de evde bulunan malzemelerle bir şey yapmaya karar verdim. Şansıma evde tam mozaik pastalık malzemeler vardı, ben de hemen değerlendirdim. Ve belirtmeliyim ki mutfağa girmemle pastayı buzluğa koymam arasında sadece 20 dakikalık bir zaman var, öyle de pratik bir pasta !

** Bu pastayı sağlıklı beslenmeye başlamadan önce yapmıştım yani bugüne ait değil, taslak olarak duruyordu :)

COLORFUL HEALTH

    Bakmayın öyle ekmek tarifi falan verdiğime, bu sıralar genel olarak sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Özellikle akşamları olabildiğince hafif yemeklerle geçiştirmeye çalışıyorum.Yemek yapmaya üşendiğim zamanlarda da salata yardımıma koşuyor elbette, hem hafif hem lezzetli hem de pratik oluşuyla :)

   Çoğu yerde söylenir eğer salata öğün şeklinde yeniyorsa içinde protein barındıran bir seçenek de olmalı diye, ben de bazen ton balığı bazen tavuk parçaları ile protein ilavesi yapıyorum ama bunların hiçbirisi yoksa da en azından peynir ekleyerek daha zengin hale getiriyorum. Bu sefer de peynir ve ceviz ilave ettim, ceviz aşığı bir insan olarak çoğu şeye ceviz koyuyorum ama salataya bambaşka bir tat katıyor mutlaka deneyin.

MONDAY INSPIRATION

KFC BISCUITS

  Herkese bu güzel ve güneşli günden merhaba ! Bu post tamamen beklenmedik bir biçimde hazırlandı çünkü bu KFC ekmeklerini hazırlarken bu kadar güzel olacaklarını düşünmüyordum o yüzden hazırlık kısmını çekmeye gerek duymadım :) Oysa fırından çıkınca KFC'deki ile birebir aynı tadı yakalamış olduğumu farkettim ve tarifi buraya yazmaya karar verdim denemek isteyenleriniz olur diye.

  Arkadaşlarımı kahvaltıya çağırdığım için değişik bir şey yapmak istedim ve aklıma KFC ekmekleri düştü, çok seviyorum ben o biscuit denilen minik ekmekleri.Karşıma çıkan tariflerden derleme yaparak, püf noktalarını öğrenerek bu biscuitleri hazırladım, hiç beklentim yoktu ama ortaya çıkan şeye şaşırdım kaldım :) Tadı KFC'dekiler ile çok çok benzer olan tarifi merak edenleri böyle alalım.

* Bu ekmekleri yapmaya alıştıkça daha da kabarıklarını yaptım, bu kahvaltımızdan ulaşabilirsiniz :)

A SWEET BEGINNING

     Güne çok tatlı bir başlangıç yaptım bugün, İstanbul'a dönüşüm şerefine :) 20 gün ayrı kalmama rağmen çok özlemiştim ben de böyle tadını çıkarayım dedim. Sabah uyandığımda canım klasik kahvaltı yapmak istemedi, farklı bir şeyler yeme isteği geldi. Ben de çaya alternatif olan kahveyi sevmediğim için tercihimi sıcak çikolatadan yana kullandım, yanına da meyveli yoğurtlu yulaf  ezmesi :)

  Aslında yulaf ezmesini ilk yediğim zamanlar hiç sevmiyordum sağlıklı olduğu için yiyordum fakat zaman içinde kendi damak tadıma uygun eklemeler yaparak istediğim tadı yakaladım ve şuan yulaf ezmesi benim için hem lezzetli hem sağlıklı bir kahvaltı alternatifi oldu. Tabi krem şantili sıcak çikolata bu sağlıklı altenatifi yıktı geçti ama olsun bu tek seferlik bir şımarma  ! :)

Simdi reklam !

     Daha önceden dünya markalarının eski reklam afişlerini içeren bir post hazırlamıştım, bunda ise Türkiye'deki markalarıneski reklam afişleri var. Çok eğlendim bunu hazırlarken, reklam afişlerine dikkat ederseniz hep diyalog veya metin içeriyor ve çok eğlenceli bu metinler. Lafı fazla uzatmadan afişlere geçelim de gülelim biraz :)

istikamet Hatay !

    Benim için sendromsuz ve okulsuz bir pazartesiden herkese merhaba ! Hafta sonunu değişik ve eğlenceli değerlendirdiğimiz için bu haftaya güzel başladım. Tatillerde ailemin yanına geldiğim zaman mutlaka birlikte kaliteli zaman geçirmek için yakın şehirleri ziyaret ederiz. Bu sefer de rotamızı Hatay'a çevirdik. Aslında ben küçükken de çok gitmişiz fakat hiç hatırlamadığım için ilk defa bilinçli gezme fırsatım oldu.

   Her şehir farklı bir kültürdür ve ben imkanım oldukça hem Türkiye'deki hem de dünyadaki her yeri gezmek, değişik kültürlerle tanışmak ve yepyeni yemekler keşfetmek istiyorum :)

ISTANBUL

   Alışılmış her şeyin kaçınılmaz olarak sıradanlaşması gibi İstanbul'da benim için sıradanlaşmaya başlamıştı son zamanlarda, fakat uzaklaşıp da özlemeye başlayınca, insanın elinde olmayan şeyin kaçınılmaz olarak değerinin artması gibi İstanbul'un da tekrar değeri arttı gözümde :)
 
   İstanbul'u sıradanlaştırmak, bu şehre yapılabilecek en büyük haksızlıklardan birisi olur. Bana İstanbul'da geçirilen her günün değerli, hayat dolu olduğunu hatırlatan bir günüme ait fotoğraflarım var bu postumda. Bunlara bakınca özlemim iyice arttı, dönmek için sabırsızlanıyorum !

VINTAGE COMMERCIALS

 Bu postu çok keyif alarak ve sizin de seveceğinizden emin olarak hazırladım, çünkü karşınızda hepimizin bildiği ürünlerin vintage yani eski zamanda yapılmış reklam afişleri var ! Günümüzde kullandığımız birçok ürünün aslında köklü geçmişleri varmış ve bir o kadar da eğlenceli reklam afişleri :)

FANCY DINNER

 

   Upuzun ve bomboş bir tatil gününden herkese selam olsun ! Finallerin bitmesi ile girdiğim tatilim oldukça güzel başladı ve öyle de devam ediyor, gerçi hangi tatil güzel olmaz değil mi ? Yılbaşının üstünden 2 hafta geçmesine rağmen yılbaşı akşamı arkadaşlarımla hazırladığımız masamızı sizlerle bir türlü paylaşamamıştım, bu bomboş tatil günümü fırsat bilerek artık paylaşmalıyım diye düşündüm. Böyle bol yemeli içmeli bir masayla ve yılbaşı ağacının altında bizi bekleyen onlarca hediye ile yeni yıla girerek pek güzel bir başlangıç yaptık, devamı da böyle gelir diye umuyoruz ama hadi bakalım :)

LET'S COLOUR TO THE WINTER !

   Kim demiş kışın renkli giyilmez diye ? Çoğumuzun kafasında istemeden de olsa bu algı yatıyor, genelde koyu renklere yöneliyoruz kış mevsiminde. Ben de öyleyim genelde bordo, siyah, lacivert gibi renklere yöneliyorum fakat bu sıralar ruhum o kadar enerji dolu ki koyu kıyafetler bile giymek istemiyorum. Ben de ocak ayının ortasında montsuz(!) oturmamı sağlayacak kadar tatlı olan İstanbul güneşini fırsat bilerek bu beyaz elbise ile rengarenk kazağı giymek istedim. Altına da botlardan sıkılmış olan ayaklarımı mutlu eden bu mürdüm ayakkabıları giydim, pek mürdüm çıkmamış fotoğrafta ama tam bir mürdüm rengi bu ayakkabılarım.

   Güzel bir pazar gününü rengarenk geçirmek istedim çünkü bu kış bize çok cömert davranıyor, güneşi tepemizden eksik etmiyor :)

       Renkli bileklikler ve favori parfümüm olan Lolita kıyafetimin tamamlayıcıları oldular.

       Kışın favori aksesuarım şapkalar. Yumuşacık ponponlu bir şapkaya kim hayır diyebilir ki ! :)

     Ben rengarenk bir pazar günü geçirmek için hazırım. Tam ruh halime uygun, içimi enerjiyle dolduran bu şarkıyı da bu güzel güne armağan ediyorum :) Hepimize bol kahvaltılı, gezmeli, gülmeli pazarlar !

FREEDOM,FINALLY !

 
        Günaydın ! Bu yazıyı güneşli harika bir İstanbul cumartesi sabahından yazıyorum :) Nihayet finallerim dün itibariyle bitti ve ben yeniden hayata dönmüş gibi hissediyorum. O kadar mutluyum ki uykuya çok düşkün olan ben günümü güzel değerlendirebilmek için erkenden uyandım. Kışın ortasındaki bu harika güneşi kaçırmamak lazım :)

      Final zamanı yapılan planları hayata geçirme zamanı şimdi. Arkadaşlarımla final zamanı motive olmak için planlar yaptık, ancak planlar sayesinde finallere katlanabildik. Deneyin çok etkili yöntem :) Ben uzun bir süre ev yüzü görmek istemiyorum, hatta bu yazıyı yazar yazmaz kendimi dışarı atmak istiyorum ! :) Yeni yıl kararlarımdan birisi de İstanbul'da hep gittiğim yerlerden ziyade yeni semtler, mekanlar keşfetmekti. İşte onu uygulamak için sabırsızlanıyorum çünkü İstanbul'da ve dünyada keşfedilecek çook yer var :)

     Hala final zamanında olanlar varsa onlara sabır, başarı ve motivasyon diliyorum. Ne kadar ağlayıp sızlansak da dayanın er veya geç bitiyor ! Motive olmak için bol bol plan yapın, ve de ne kadar bıkmış olursanız olun yine de çalışın kalmayın :) Benim için harika geçecek olan bu hafta sonunun herkes için böyle olmasını dileyerek yazımı sonlandırıyorum. Yaşasın özgürlük :)

DO IT YOURSELF !

     Do it yourself yani kendin yap projelerini birçoğunuz bir yerlerde görmüşsünüzdür. Benim de el yapımı şeyler hoşuma gidiyor, 2 tane de kavanoz yaptıktan sonra bir şeyler ortaya çıkarmak o kadar hoşuma gitti ki yapabileceğim kolay kendin yap projeleri araştırmaya başladım. Karşıma o kadar çok DIY projesi çıktı ki şaşırdım bunlar insanların aklına nasıl gelmiş diye :)

    Benim yapmak istediğim şeyler en az malzeme ve en az zaman gerektiren şeylerdi ve bunların fotoğraflarını kaydettim boş vaktimde uygulamak için. Sizinle de paylaşmadan duramadım, belki içinizde el yapımı şeylere ilgi duyan varsa onlara da ilham olsun diye :)

NOWADAYS

 Bugünlerde pek mutlu olduğum söylenemez, malum final haftası diye bir gerçek var bütün öğrencilerin hayatında. Öğrencilik pek zor bir icraat değil kabul ediyorum, istediğin zaman okula gitmeme özgürlüğüne sahipsin, canın istedi mi yat uyu gitme :) Ama gerçekten final haftası denilen şey öğrenciliğin en korkunç yanı, hem ruhen hem fiziken insanı dağıtıyor.

   Çok karamsar bir giriş  oldu farkındayım ama ruh halim tam olarak böyle ve sanırım içimi dökmeye ihtiyacım varmış :) Bugünlerde finallerin yarattığı psikolojik etkiyle başa çıkmaya çalışırken kendimce bir savunma mekanizması geliştirdim ; fantastik dizi ve filmler. Evet kendimi fantastik dizilere ve filmlere verdim, izlerken finalleri unutmak, hayal dünyasında gezinmek çok tatlı geliyor. Bir nevi kaçış aslında :) İşte böyle bir tuh halinin sonunda fantastik dizi arayışımla birlikte keşfettiğim bir diziyi paylaşmak istedim.

  Çocukluğumdan beri fantastik kitap ve filmlere çok ilgim var, hatta bana kitap okuma alışkanlığını Harry Potter serisi kazandırdı. Hala da aynı şekilde bu tip hayal ürünü kitapları okumayı, filmlerini izlemeyi çok seviyorum. Keşfettiğim diziye gelecek olursak ismi Once Upon a Time, masalların favori giriş cümlesi :) Aynı ismi gibi masal aleminden esintiler sunuyor. Merak ettiyseniz sizi devama alalım.

HANDMADE PART 2

 
    Yine kavanoz temalı bir postla karşınızdayım :) Daha önceki yaptığım kavanoz süsleme girişimimden memnun kalmıştım ve cam boyası bulduğum zaman bu sefer tamamını boyayacağımı söylemiştim. Cam boyası bulur bulmaz kaptım bir tane. Böylece dekupaj desenlerimi de kullanmak için fırsat çıktı. Üstelik düşündüğümden de kolay oldu, beni hiç zorlamadan boyandı. Böyle şeyler yaparken kendimden geçiyorum. zamanı unutuyorum, ah ben güzel sanatlar okuyacak insanmışım :)  Hadi o zaman ayrıntılara buyrun.